İyi İnsan Olmak Üzerine Bir Deneme
.jpg)
"İnsanı en çok yıpratan şey, iyi niyetidir."
Oscar Wilde
Kimi ağaçlar çiçek açmış. Sarı, beyaz, pembe. Her biri yeşil yaprakların üzerine titizlikle konmuşlar. Nereden geldiği belli olmayan cıvıl cıvıl kuş sesleri kulaklardan kalbe doğru yol alıyor. Her ölü beden canlanır; ağaçlar gibi renk açar, kuşlar gibi neşe saçar. Ta ki otobüs durağına varana kadar. Gerçekler gözüne çarpana kadar. Küçücük yumruğun sadece seni yaralar, cılız sesleri sadece sen duyarsın. Burada hayat zor. Bu yerde, bu dünyada yaşamak için yumruğun ayı gibi, sesin ise aslanlara yaraşır şekilde olmalı.
Ensar Peygamber efendimize gelerek endişelerini dile getirirler. "Ya Resulullah. Seni anamızdan babamızdan daha çok seviyoruz. Ya Resulullah seni canımızdan daha çok seviyoruz." diyorlar. "Fakat" diye ekliyorlar. "Fakat, zenginlerimiz zekât veriyorlar, sadaka veriyorlar, bizlerden daha çok hayır yapma imkanları var. Bizler onlarla hayırda yarışamıyoruz." diyorlar. Onlar önlerde, onlar doludizgin ilerliyorlar. Ensar zenginleri hayır işinde yarışıyorlar. Günümüzde durum farklı. Bu çağda zenginlerin yarışı, servetlerini katlamak üzerine kurulu.
Pandemi yaşanıyor, dünya ekonomik krizin içinde. Türkiye dünü arar hâlde. Fakat, -evet ben de "fakat" diyorum.- zenginler kâr açıkladıkça, fakir halkın yarışın biraz daha gerisinde kaldığı belirmiş oluyor. Ensarın tek derdi hayırda öne geçmekti, takvada üstünlük sağlamaktı. -Ve yine "fakat" diyorum.- Fakat günümüzde yaşayan müslümanların derdi zenginliğini zenginleştirmek. Ensarın derdi sevapları artırmaktı, günümüzdekilerin ise paralarını artırmak.
Kendimden başka kimseyi eleştirmiyorum. Çünkü benim yumruğum bile yok. Sesim zaten kayboldu. Sadece karınca misali çalışıyor, çalışıyor, çalışıyorum. Ekmek bulmak için, para almak için, para biriktirmek için. Her gün cebimdeki paraları sayıyorum. Hedeflerim basit. Paramı daha çok nasıl artırırım? Yanımdaki cılız kardeşimi nasıl geçerim? Önümdeki güçlü kardeşime nasıl ulaşırım? Sahabenin derdi, "daha çok nasıl sevap kazanırım" idi. Fakat benim derdim "daha çok nasıl para kazanırım".
Çalışmak gerek. Hep çalışmalı, devamlı çalışmalı. Çalışmakla bu yarış kazanılsaydı hamallar en önde olurdu. Dilenciler bile onları geçmişler. Çalışmakla zengin olunsaydı Elon Musk'ı eğlenirken görmez masa başında çalışırken görürdük. Eğer çalışmakla zengin olunsaydı hemşireler, güvenlikçiler, polisler, temizlikçiler, şoförler vb. zengin olmalıydılar. Çalışmak sadece varlığının ispatı, yaşadığının kanıtı; bu dünyada sıktığın yumruk.
Zengin nasıl olunur bilmiyorum. Bu yarışta nasıl derece alınır onu da bilmem. Benim dediğim ensarın yarıştan anladığı şeyin sadece hayır işleri olduğudur. Günümüzle ilişkin olarak ise güç sahibi olmaktan ve tek gücün para olduğunu bilmekten başka bir ehemmiyetin kalmadığını teşhis ediyorum. Ben sahabe ile aramızdaki farkı gördüm.
Güzel şeyler de yaşandığına dair örnekler vereceksiniz. Günümüzde dernekler, vakıflar hiçbir zamanda olmadığı kadar çok, diyeceksiniz. Çok olmaları onları hayır işinde yarıştıklarını göstermez. Greenpeace en büyük çevreci kuruluş olmasına rağmen yanlı yaklaşımları, algı oyunlarıyla suçlandıklarını unutmayın. Derneklerin asıl kurucuları çoğunlukla şirket sahipleri, holdinglerdir.
Dernek dedim; çünkü bizlerin yapması gerekenin ne olduğu ve asıl gayemizin aktarıldığı yerler olduğu için "dernek" dedim. Hayır işinde koşturacak olan bizlerin, ufak bir meblağ karşısında sevabı satın aldığımız yerler kılındıkları için "dernek, vakıf" dedim. Zamanımız yok. Bizler para yarışında öne geçmeliyiz. Geçmişten gelen vicdanımızı susturmak için de derneklere bağış adıyla para verir ve bunu herkese duyururuz. Bizler yarıştan geri kalmamalıyız. Geçmişin izlerini de dernekler temizlesin.
Paramızı nasıl artıracağımız hakkında bir ipucu daha vermeden bu yazıyı bitirmek istemiyorum. Hepimiz önümüzdekini geçmek istiyoruz. Servetimizi artırmak istiyoruz. O zaman ne duruyorsun? Vicdanını derneğe havale et ve önündeki ne yapıyorsa aynısını yap. Arkana bakmadan ilerle! Hadi ne duruyorsun? Geçemiyor musun? Çelme tak! Yoruldun mu? O hâlde önündekinin sırtına bin! Her şeyi de ben söylemeyeyim. Diğerleri ne yapıyorsa aynısını yap. Yık, ez ve geç!
Ufak bir hatırlatma: Kesinlikle bu yöntemi tavsiye etmiyorum. Sadece gerçeği dile getirmek istedim. Bizler Peygamber Efendimiz (sav) ahlakını şiar edinelim.
Yorumlar
Yorum Gönder