İyi İnsan Olmak Üzerine Bir Deneme
.jpg)
Önce sesi geliyor, sonra güçlü rüzgarlar, ardından ise trenin kendisi geliyor. Sonra insanlar iniyor, insanlar biniyor. Önce güneş geliyor, sonra kuşlar ötüyor, ardından ise kalk borusu geliyor. Sonra insanlar uyanıyor, insanlar gidiyor. Bir otomat gibi.
Tüm çığlıklar arada yaşanıyor. Hüzünler, sevinçler; umutlar, yılgınlıklar. Hep arada yaşanıyor. Arada insan zalim oluyor, mazlum oluyor. Zulmü arada öğreniyor, çaresizliği, sabrı, yenilgiyi arada... Esmeyi, gürlemeyi, devirmeyi hep arada yapıyoruz. Kahraman oluyoruz, lider, önder ama en çok zalim oluyoruz ve mazlum. Tanrılığa arada karar veriyoruz. Ve arada tanrı oluyoruz.
Efendiliği arada öğreniyoruz. Beyfendiliği seviyoruz. Mazlumları çoğaltıp diğer zalimleri hak adına, hukuk diyerek durduruyor beyliğimizi ortaya koyuyoruz. Hepsini arada yapıyoruz, kral gibi. Tüm bunları, mış gibi yaşanmışlıkları hep arada yapıyoruz. Aradan çıkartır gibi tanrılığa ulaşmaya çalışıyoruz.
Putlar devrildi, yıkıldı. Firavunlar öldürürdü. Geride kalanlar gizleniyor, saklanıyor. Arada biz insanlarla oynayıp geçmişin intikamını alıyorlar. Hepsi arada oluyor, arada yaşanıyor ve bizler görmeden aradan çekiliyoruz.
Önce bebek ağlıyor, sonra büyüyor, insan oluyor, adam oluyor, kadın oluyor. Ardından maskaralık geliyor. Sonra insanlar ölüyor, insan ölüyor. Önce dünya vardı, sonra doğa geldi. Ardından ise insanlar. Sonra insan gaddar oldu, insan mazbut oldu. Geldim, gördüm ve hâlâ görüyorum.
Güzel ahlak orta (vasat) yoldur denilir. Keşke arada yaşama biçimimiz bu manada olsa. Bizim aralarımız çok kez bir nevi (yazıya çok uygun resim seçiminde olduğu gibi) zebralık; biraz beyazız biraz siyah..
YanıtlaSilDünyayı tasvir etmişsiniz. Okudum, döndüm bir daha okudum.
YanıtlaSil