Kayıtlar

Başarı Yalanı

Resim
Metropolis 1916-1917 / Ressam George Grosz Modern Dünyada Fırsat, Ayrıcalık ve Kimlik Şehirde yaşam kırsal kesime göre çok zor. Burada büyük bir mücadele var. Kelimenin tam anlamıyla savaş halindesin. Köylü yaşamı hafife aldığım anlamı taşımasın. Köyde bile insanlar bir kargaşa halinde. Bir şeyler yapma telaşında; fakat şehirlerde bu hareketlilik çok çok fazla. Kavga ettiklerin, yarıştığın kişiler sayıca çoklar. Üstün olmak, öndekini geçebilmek için başarılı olmak zorundasın. Şu ya da bu sebeple atik olmalı, uyanık kalmalısın. Bir tedirginlik hâli içerisindesin. Tek gözün açık uyumalı, her zaman hazır kıta beklemelisin. Köy hayatında yaşam zorsa şehirde yaşam çok daha güçtür. Elindekiyle kıt kanat geçinemezsin. Komşun senden daha iyi kazanırken bunu yapamazsın. Üstelik, rakipler sosyal medya ile o kadar çoğaldı ki hangisiyle yarışacağını şaşırıyorsun. Lüks yaşamlar seni hırslandırıyor. Başkalarının gösterişli hayatları seni imrendiriyor. Çok çalışmalı, daha fazla kazanmalı ve bazıların...

Bir Nefes Kadar

Resim
Üşüyorum. Üzerimdeki kaban beni ısıtmıyor. Taktığım eldivenler, botlar ne işe yarar? Soğuk sadece yüzümde değil ciğerlerimde. Yüzüm üşüyor, kalbim tir tir titriyor. Ellerim donmuş, ayaklarım yok. Nefesimin havada bıraktığı izleri görüyorum. Soğuktan kapanan evlere, donuk çatılara bakıyorum. Buz kesen gökyüzünü izliyorum. Gözlerim donmuş olmalı ki oturmuş olduğum yerden kalkıyorum. Geriniyorum. Dik duruyorum. Dimdik. Ellerimi yumruk yapıyorum. Yere daha sağlam basıyorum. Bacaklarım sütun olmuş gibi. Seslenmek istiyorum. Herhangi bir şey. Söz olmasına gerek yok, bir ses olması yeter. Ama olmuyor. Derin bir sessizlik var. Elbette ağzımı açıyorum, boğazımdan hırıltı dahi çıkması için gayret gösteriyorum. Fakat olmuyor. Dilim kırılıyor. Hiddetle koşmaya başladım. Koştukça hızımı artırdım. Yanımdan insanlar geçti. Binalar benden uzaklaştı. Kuşlar geride kaldı. Yol bitti. Ben devam ettim. Koştum. Ağaçlar devrildi. Taşlar ezildi. Toprak üzerinde uçtum. Nehire daldım çıktım. Tepelerden zıpladım...

Bozuk Paralar Kadar Düşünmek

Resim
İnsan, içindeki sessiz rüzgârların estiği yere doğru yürür; kalbinin fısıltıları ne tarafa eserse adımları da oraya düşer. Düşleriniz küçülürse, dünyanız da küçülür; çünkü insanın gerçek sınırı, hayal gücünün cesaret edebildiği kadardır. Denemeyi okumak için:  https://www.sonhaberler.com/hayal-ettiginiz-kadarsiniz-makale-911310 Yazdığım deneme üzerine whatsapp üzerinden eleştiriler aldım. Aşağıdaki yazı, benim paylaştığım örnek metin esas alınarak ChatGPT tarafından yeniden kaleme alınmıştır. *** Aslında senin söylediklerini okuyunca şunu düşündüm: Biz aynı şeyi konuşuyoruz ama farklı yerlerinden tutuyoruz sanki. Sen hayalin tehlikeli tarafını gösteriyorsun; ben ise hayalin hiç doğmadan ölmüş hâline bakıyorum. Koçer fıkrası çok manidar. Bir insan daha elindekini korumayı beceremezken, elbette kurduğu hayal onu bir yere götürmez. O ayrı. Ama benim derdim başka bir şeydi: Biz çoğu zaman o hayale daha başlangıç çizgisinde tahammül edemiyoruz. Hayalin kendisi değil, onun olasılığı bile...

Sızı

Resim
“Daha uzun bir merdivenden çıkacağız şimdi; iblislerden kurtulmuş olmak yeterli değil. Sözlerimi anladınsa, ders almasını bil.” Dante, İlahi Komedya Yüreğimin derinliklerinden gelen bir sızı. Sancısı hiç dinmiyor. Bana ıstırap veren o yara sanki doğumla birlikte konmuş gibi. Küçüklüğümden bu yana hep o acı, hep o ağrı. Yalnızca yüreğimde kalsa iyi; bazen -çoğu zaman- ateşin eti yaktığı gibi, alevlerin kalbinin tam ortasından yükselip ciğerlerini kuruttuğunu, soluk almakta zorlanıp nefessiz kaldığını hissedersin. Hayır, hissetmekle kalmaz yaşarsın. Alnından yayılıp, yüzünden, boynundan akan terler gerçek olduğunu sana kanıtlar. Vücudunu iki büklüm yere seren ağrının yavaş yavaş azalıp sadece bir sızı olarak içinde kaldığına şükredersin. Her bir insanın kalbinde o sızı var! Herkesin! Olmalı. Bu ızdırabı sadece ben yaşıyor olamam! Gülerken o yaranın yaymış olduğu acının hafif kekremsi tadını dilimde hissederim. Eğlenirken, dans ederken, spor yaparken, kahkahalarımın arasında, arkadaşlarla...

İyi İnsan Olmak Üzerine Bir Deneme

Resim
The false mirror (1928), Rene Magritte Kendi karanlığımıza bakma cesareti üzerine Bu sabah arkadaşla telefonla muhabbet ediyoruz. Hırsızlık, yolsuzluk, emek, sömürü üzerinde hoş bir sohbet yapıyorduk. Sonuç olarak para sahiplerinin çalmaya odaklı yaşadıklarını söyledik. Fakat, kendisine “dikkat et!” dedim. “Paramız olmadığı için bu zenginlerin hırsızlıklarını/yolsuzluklarını kolayca eleştirebiliyoruz, ama biz para sahibi olduğumuz zaman benzer şeyleri yapmayacağımız ne malum?” dedim. Daha yeni duyduğum bir olay, muhafazakar bir insanın, çalıştığı şirket tarafından hem kendisinin hem de eşinin özel sigortası var. Bu kişinin ablası rahatsızlanıyor ve hakkı olmadığı halde ablasını, eşinin kimliği ile özel hastanede özel sigorta üzerinden tedavi ettiriyor. Peki, burada hak nerede? Gördüğümüz zengin insanların yapmış oldukları üçkağıtçılık olaylarını çok rahat konuşabiliyorken kendimizin yapmış olduğu dalavereliği görmezden geliyoruz. Yolsuzluk yapanların yerinde biz olsaydık, muhtemelen “i...

Para, Sen Benimsin

Resim
Bir arkadaşım faciabukta para hakkında söylenmiş anonim sözleri paylaştı: PARA KANUNLARI 1: Para, onu İSTEYENLERE değil, HAK EDENLERE gelir. 2: Para, çok kazananlarda değil, akıllıca harcayanlarda kalır. 3: Para size hizmet edebilir, aynı şekilde sizi de ona hizmet etmeye zorlayabilir. 4: Bolluk zamanlarında biriktirdiğiniz para, ihtiyaç zamanlarında sizi kurtarır. 5: Paraya olan kör aşkınız, insanlığınıza mal olabilir. 6: Arzularınız ve ihtiyaçlarınız olduğu sürece hiçbir miktarda para sizin için yeterli olmayacaktır. Anonim (Not, anonim olduğu için alıntılamakta beis görmedim.) Para kazanma konusunda zorluk çeken biri olarak haklısın diyorum. Fakat herkes paraya sahip olamaz. Ve parası olan hiç kimse (parası arttıkça bencilliği de artar) parasını kolaylıkla vermez (işçisi, alacaklısı dahi olsa). Kendisi şunu çok iyi bilir: "Para, parayı çeker." Bu sebepten dolayı parayı hak etse de para ona verilmez. Muhtemelen bu şu anlama gelir: parayı gerçekten istememiş ya d...

YZ (AI) Felaket Habercisi

Resim
Bir arkadaşım YZ yavaş yavaş tüm mesleklerin yerine geçeceğini söyledi. (Marangozluk, tesisatçılık gibi meslekler bile) Söylemeseydi itiraz ederdim. Tüm meslekler YZ ve onun yardımcı robotları tarafından yapılacak hale gelecek. Yöneticilerin yerini bile şimdiden robotlar almaya başladı. Marangozum, elektrikçiyim, tesisatçıyım diye sakın mesleğine güvenme, hiçbir meslek güvende değil. Başbakanlık bile! Elbette YZ ile yeni meslek türleri çıkacak ve ne yazık ki onların yerini de YZ ve robotlar alacak. Toprak sahibiyim diye de sevinme! Senin toprağın YZ ve robotlar tarafından şirketler adına işletilecek. Sen sadece bakacaksın. Şirketim var, küçük esnaf sahibiyim diye de çok sevinme, çünkü dünya birkaç şirketin egemenliği altında olacak. Diğerleri sadece izleyecek. Halk ne mi yapacak? Bugünkü Türkiye'ye bakıp anlayabilirsiniz. Bugün revaçta olan meslek polislik. Neden? İşsizlik başta olmak üzere halkı kontrol altında tutmak için polis alımı yapılıyor. Gelecekte de halkın yar...